HALİD ZİYA UŞAKLIGİL Edebiyatımızın en önemli yazarlarından Halit Ziya Uşaklıgil, 1866 yılında İstanbul’da doğmuştu. Bir süre Fatih Askeri Rüştiyesi’nde okudu. 1896 yılında döndüğü İstanbul’da -dönemin etkin edebiyat hareketi olan- Servet-i Fünun topluluğuna katıldı. Meşrutiyet’in ilanından sonra bir süre Darülfünün’da Batı edebiyatı dersleri veren Uşaklıgil, hükümet tarafından yurtdışı hizmetlere gönderildi. Halit Ziya, 1945 yılında yine İstanbul’da öldü. Çoğu edebiyat incelemecisi tarafından Türk romanının - gerçek anlamda- miladı kabul edilir Halit Ziya. Onun başyapıtı “Aşk-ı Memnu” ise bugün bile roman tekniği açısından aşılmış değildir. Halit Ziya, 150’den fazla hikaye ile altı romana imza atmış, tiyatro, şiir, hatıra, makale ve çevirileriyle arkasında altmış kadar kitap bırakmıştır. Başlıca eserleri: Mai ve Siyah, Aşka Dair, Bir Ölünün Defteri, Aşk-ı Memnu, Ferdi ve Şürekası ve Hepsinden Acı.
Halit Ziya Uşaklıgil, (d. 1866-ö. 23 Mayıs 1945) İzmir'de halı ticareti ile tanınmış Uşak kökenli "Uşşakizadeler" ailesinden olan Hacı Halil Efendi’nin oğludur. Servet-i Fünun ve Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır. İstanbul'da doğmuştur. İlk öğrenimini İstanbul Fatih Rüşdiye'sinde tamamlayan Halit Ziya, daha sonra ailesel nedenlerle orta öğrenimini İzmir Rüşdiyesi’nde tamamladı (1878). Halit Ziya, ideali olan hariciyecilik mesleğine giremeyince rüşdiye öğretmeni oldu. Daha sonra bir süre Osmanlı Bankası’nda çalıştı.
20 yaşında gazetelerde yazıları çıkmış, daha sonra da roman denemelerine başlamıştır. 1893'te 27 yaşındayken İstanbul'a gelip Servet-i Fünun’a katılarak edebiyat çalışmalarını arttıran Halit Ziya, Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde görev aldı. Cumhuriyet'in ilanından sonra Son Posta gazetesinde yazılar yazmıştır.
Halit Ziya Uşaklıgil, Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları yazan sanatçı olarak kabul edilir. Servet-i Fünun döneminde roman ve hikaye türünün en önemli ismidir. Eserlerinde realizm akmının etkisi görülür.
En ünlü öykülerinden biri olan Kar Yağarken öyküsünde anlatığı 'realizm' bunun bir örneğidir.
Dili süslü, sanatlı ve ağırdır. Dili başarıyla kullanır. Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır. Romanlarında aydın kişileri anlatır.
"Mai ve Siyah" romanındaki Ahmet Cemil karakteri Servet-i Fünun sanatçısını temsil eder. Ruh tahlillerine önem verir. Kahramanları yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır. Romanlarında yalnız İstanbul'u anlatan sanatçı, hikayelerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır.
Uşak'ta bir okula ismi verilmiştir.
Atatürk'ün eşi Latife Uşşaki'nin amcasıdır.
20 yaşında gazetelerde yazıları çıkmış, daha sonra da roman denemelerine başlamıştır. 1893'te 27 yaşındayken İstanbul'a gelip Servet-i Fünun’a katılarak edebiyat çalışmalarını arttıran Halit Ziya, Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde görev aldı. Cumhuriyet'in ilanından sonra Son Posta gazetesinde yazılar yazmıştır.
Halit Ziya Uşaklıgil, Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları yazan sanatçı olarak kabul edilir. Servet-i Fünun döneminde roman ve hikaye türünün en önemli ismidir. Eserlerinde realizm akmının etkisi görülür.
En ünlü öykülerinden biri olan Kar Yağarken öyküsünde anlatığı 'realizm' bunun bir örneğidir.
Dili süslü, sanatlı ve ağırdır. Dili başarıyla kullanır. Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır. Romanlarında aydın kişileri anlatır.
"Mai ve Siyah" romanındaki Ahmet Cemil karakteri Servet-i Fünun sanatçısını temsil eder. Ruh tahlillerine önem verir. Kahramanları yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır. Romanlarında yalnız İstanbul'u anlatan sanatçı, hikayelerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır.
Uşak'ta bir okula ismi verilmiştir.
Atatürk'ün eşi Latife Uşşaki'nin amcasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder